Gayrimenkul Sahiplerinin Konfor Alanı Sarmalı.

Gayrimenkul, kişinin yaşamındaki en değerli maddi varlıktır, adı üzerinde “maddi” varlık.
Gayrimenkul sahipliğinin kişinin gündelik yaşamını kolaylaştırma, keyfini arttırma dışında başka bir ekstra önemi olmaması gerekir.
Gayrimenkul sahipliğiyle kişinin değeri de, önemi de artmamaktadır.
Emlakçılık mesaimin tamamına yakınını uzman olduğum Gayrettepe bölgesinde geçiriyorum.
İstanbul geneline yönelik eşyalı daire, rezidans kiralama & Trakya bölgesine yönelik arsa, arazi satışı hizmetimi de düşündüğümüzde çok fazla gayrimenkul sahibiyle iletişim halinde oluyorum.
Emlakçılık mesleği, bilimsel altyapısı olan profesyonel kıymetli bir meslektir. 
Uzman emlakçı olabilmek için insan psikolojisi, toplum psikolojisi, pazarlama, satış alanlarında yetkin olabilmek son derece önemlidir.
Her işte sadece konunun uzmanı değer üretebilir.
Gayrimenkulün pazarlama ve satışında da benzer süreç işleyecektir.
Görüştüğüm gayrimenkul sahiplerinde gözlemlediğim hususlardan birisi, belli bir kesiminin o zamana kadar alışmış olduğu düşünce kalıplarından ya da çalışma yönteminden çıkmak istememesi.
İstenildiği kadar verimli, etkin, değer üretecek çalışma yöntemi sunulsun konfor alanlarından çıkmak zor, az olmayan oranda da olanaksız oluyor.
Gayrimenkul sahipliğini kişisel varoluştan ayırmak gerekiyor. Gayrimenkul sahibinin istediği gibi davranmak, çalışmak sürecin onun lehine sonuçlanacağını anlamına asla gelmez. Çoğu zaman da sonuç gayrimenkul sahibi için olumsuz sonuçlanacaktır.
Anlık veya kısa süreli hazzı uzun soluklu pozitif sonuçlara kurban etmemek gerekir fikrimce.
Aklın, bilimin yolu bir. Ve de herşeyden geriye eninde sonunda sadece yaşamın gerçekleri kalıyor. Dolayısıyla akıntıya karşı değil, akıntıyla uyumlu yüzebilmek tek yöntem olması gerekir.