Çalışırken Yaşamın İçine Karışabilmek..
Hafta sonu arsa, arazi, yazlık villa satışı fırsatları için Tekirdağ taraflarındaydım.
O bölgede yaklaşık on yıldır yaşayan bir aileyi ziyaret ettim.
Daha önceleri kendilerini hiç tanımıyordum.
Yaklaşık üç saat sohbet etmişiz ancak zamanın nasıl geçtiğini hiç fark etmemişim.
Bulgaristan’dan göç hikayelerinden bahsettiler.
“Naim Süleymanoğlu olmasaydı oradan uzaklaşamazdık” dediler.
Türkiye’ye elde avuçta para olmadan üç çocukla geldiklerinden bahsettiler.
Sıfırdan başlayarak emekleriyle, bin bir zorluk ve belirsizlikle mücadele ederek omuz omuza vererek yılmayarak yavaş yavaş düzenlerini oturtmalarından bahsettiler.
“Her insanın yaşamında en fazla 3-5 kırılma anı vardır” cümlesini tekrar hatırladım. Bir işyerinde üç kuruşa çalışmayı da kabullenebilirlerdi. Ama onlar cesaret göstermiş, belirsizlikten kaçmamış ve kendi işlerini kurmaya çalışmışlardı.
Kendi işlerini kurmaları ve belli bir kazanç seviyelerine ulaşmaları mutluluk seviyelerini de, yaşam kalitelerini de temelden etkilemişti.
Kendi işini yapıp, onuruyla emeğiyle çalışarak yaşamını sürdürebilen insanlar benim için başarı hikayesidir. Ülke ekonomisini zamanında çok kurcalamış birisi olarak.
“O zamanlar çok iş vardı yapacak, çalışmak isteyene para vardı” demeleri de aklımın bir tarafında kaldı.
Şartlara uyum sağlamaları ve kendilerini güncellemeleri..
Kabuklarını kırmaları.. İçlerindeki belirsiz, baskın korkulara teslim olmamaları. Tabi bunda içinde doğup büyüdükleri coğrafyanın da etkisi vardı.
Sonrasında bölgeye yerleşmeleri. Müstakil evlerini inşa etmeleri.. Yan taraftaki arsayı almaları ve oraya farklı ürünleri ekmeleri.
Yılın on iki ayı İstanbul’un yanı başında sakin, doğa içinde, denizin dibinde bir yaşam sürmeleri.
Ama en önemlisi halen birbirlerine halen –cım’lı, -cim’li hitap etmeleriydi.
İkram ettikleri doğal yemekler ve meyveler de bambaşka bir deneyimdi.
Lise yıllarında müzik öğretmenimin cümlesini dün tekrar hatırladım:” İçten samimi duygu yüklü kişiliktir.”
Samimiyet, içtenlik, doğallık, sadelik insanın özünü ifade eden temel kavramlar.
Dün oradan ayrılırken zaman zaman kendime sorduğum soruyu tekrarladım:” Yaşamımın rotası nereye kadar bana ait, nereye kadar değil”..